İstanbul, dünyanın başka hiçbir şehrine benzemez. Bir yanınızda bin yıllık surlar, diğer yanınızda gökyüzüne uzanan modern kuleler… Mimar Sinan’ın kubbeleriyle günümüzün modern formları aynı siluette buluşur.

Ancak mimari sadece taş ve betondan ibaret değildir; bir yaşam biçimidir. Eskiden ahşap konakların “cumba”larından sokağa taşan hayat, bugün modern rezidansların cam cephelerinde devam ediyor.

Peki, Modern Form Nesiller olarak biz, o özlenen “Eski İstanbul ruhunu” bugünün teknolojisiyle nasıl harmanlıyoruz? İşte geçmişin sıcaklığını modern mimaride yaşatmanın kodları:

1. “Cumba”nın Modern Yorumu: Işık ve Manzara

Eski İstanbul evlerinin o meşhur cumbaları neden vardı, hiç düşündünüz mü? Sadece estetik için değil; evi sokağa yaklaştırmak, daha fazla gün ışığı almak ve hayatı izlemek içindi. Bugün biz projelerimizde bu ihtiyacı, tavandan yere uzanan geniş camlar ve panoramik teraslarla karşılıyoruz. Şekil değişti, “Modern Form”a büründü ama niyet aynı: Evin içine güneşi ve şehri davet etmek.

2. “Avlu”dan Sosyal Donatılara: Komşuluk Ölmedi, Şekil Değiştirdi

Eskiden hayat “avlu”da geçerdi. Komşular orada toplanır, çocuklar güvenle orada oynardı. Bugünün dikey mimarisinde bu kültürün kaybolduğu sanılıyor. Oysa doğru tasarlanmış bir projede avlunun yerini sosyal tesisler ve ortak peyzaj alanları alır. Projelerimizdeki kış bahçeleri, çocuk parkları ve dinlenme alanları; aslında modern birer “avlu”dur. Amacımız, asansörde karşılaşılan yabancılar değil, bahçede selamlaşılan komşular yaratmaktır.

3. Ahşabın Sıcaklığı, Betonun Güveni

Eski evlerin ruhu vardı ama ne yazık ki yangınlara ve depreme karşı savunmasızlardı. “Nesiller” boyu sürecek bir yapı inşa etmek için bugünün mühendisliğini kullanmak zorundayız. Ancak bu, soğuk beton bloklara mahkum olduğumuz anlamına gelmez. Cephe tasarımlarımızda kullandığımız doğal taş dokular, ahşap görünümlü kompozit detaylar ve toprak tonları; o eski sıcaklığı modern malzemenin sağlamlığıyla birleştirir.

Son Söz: Köklerden Göklere

Bir evi yuva yapan şey, sadece sağlam temeli değil, içinde biriktirilen anılardır. Biz İstanbul’un mimari mirasını reddetmiyoruz; aksine onu ders gibi çalışıyoruz.